Konkordato, bir borçlunun alacaklılarıyla yaptığı bir anlaşma olup, borçların belirli bir takvime göre yeniden yapılandırılmasını veya belirli bir oranda indirilmesini sağlayan hukuki bir çözümdür. Türk hukukunda konkordato, özellikle mali darboğaza giren şirketlerin ya da bireylerin iflastan kaçınarak faaliyetlerini sürdürebilmeleri için başvurdukları bir yöntemdir. Hem borçluyu koruma altına almayı hem de alacaklıların haklarını teminat altına almayı hedefler.
Konkordato Neden Gerekli Olabilir?
Ekonomik dalgalanmalar, kötü yönetim, piyasa koşullarındaki değişiklikler veya beklenmedik giderler, bir işletmenin mali sıkıntıya girmesine neden olabilir. Böyle durumlarda konkordato, borçlunun ticari varlığını sürdürebilmesi ve alacaklıların alacaklarını en azından kısmen tahsil edebilmesi için bir çıkış yolu sunar. Özellikle iflasın ağır sonuçları göz önüne alındığında, konkordato daha az zarar veren bir alternatif olarak kabul edilir.
Konkordato Süreci Nasıl İşler?
Konkordato süreci, borçlunun mahkemeye başvurmasıyla başlar. Sürecin temel adımları şunlardır:
Başvuru ve Geçici Mühlet Kararı:
Borçlu, mahkemeye konkordato başvurusunda bulunur. Bu başvuruyla birlikte, mali durumu ve borç yapılandırma planını içeren belgeler sunar. Mahkeme, başvuruyu değerlendirerek borçluya “geçici mühlet” verir. Bu süre zarfında, borçluya karşı icra takipleri durdurulur ve malvarlığı koruma altına alınır.
Kesin Mühlet ve Komiser Ataması:
Mahkeme, belgeleri inceledikten sonra konkordato talebini haklı bulursa, borçluya “kesin mühlet” tanır. Bu genellikle bir yıllık bir süredir ve gerekirse altı ay daha uzatılabilir. Bu süreçte, borçlunun mali durumunu denetlemek ve alacaklılarla yapılacak anlaşmayı yönlendirmek için bir “konkordato komiseri” atanır.
Alacaklılarla Anlaşma:
Konkordatonun temel aşaması, borçlu ile alacaklılar arasında yapılan anlaşmadır. Alacaklılar, borçlunun sunduğu teklifi oylayarak kabul veya reddeder. Teklif, genellikle borçların belirli bir kısmının silinmesini ya da ödeme takviminin uzatılmasını içerir.
Mahkeme Onayı:
Alacaklılar konkordato teklifini kabul ederse, mahkeme bu anlaşmayı onaylar ve konkordato resmi olarak yürürlüğe girer.
Konkordatonun Borçlu ve Alacaklılar Açısından Önemi
Konkordato, her iki taraf için de bazı avantajlar ve dezavantajlar taşır:
Borçlu Açısından:
Konkordato, borçlunun faaliyetlerini sürdürebilmesine ve iflastan kaçınmasına olanak tanır. Ayrıca, borçlunun malvarlığı üzerindeki hukuki baskıyı azaltır ve yeniden toparlanma şansı verir.
Alacaklılar Açısından:
Konkordato, alacaklıların alacaklarının bir kısmını tahsil etmesini sağlar. İflasta genellikle tüm alacaklar kaybedilirken, konkordato sayesinde alacaklılar bir miktar ödeme alabilir.
Konkordato Türleri
Konkordato farklı şekillerde uygulanabilir:
Adi Konkordato:
Borçlunun borçlarının bir kısmını ödemesi ya da ödeme planını yeniden düzenlemesi amacıyla yapılan klasik konkordato türüdür.
Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordato:
Borçlu, malvarlığını alacaklılara devreder ve bu varlıkların satılmasıyla borçların ödenmesi sağlanır.
İflas İçi Konkordato:
İflas eden bir borçlunun, iflas süreci içinde konkordato talebinde bulunmasıdır.
İflas Dışı Konkordato:
İflas edilmeden, borçlu tarafından doğrudan talep edilen konkordato türüdür.
Konkordatonun Dezavantajları
Konkordato süreci, avantajlarının yanı sıra bazı riskler de taşır:
Süreç, borçlu için oldukça maliyetlidir; komiser ücretleri, mahkeme masrafları ve diğer giderler yüksek olabilir.
Alacaklılar, borçlarının tamamını tahsil edememe riskiyle karşı karşıya kalır.
Borçlunun itibarı, konkordato ilanıyla ciddi şekilde zarar görebilir.
Sonuç
Konkordato, mali sıkıntı çeken bireyler ve işletmeler için önemli bir nefes alma mekanizmasıdır. Ancak bu süreç, yalnızca dikkatle planlandığında ve doğru yönetildiğinde başarılı olabilir. Borçların yeniden yapılandırılması ve ekonomik faaliyetlerin devamı, hem borçlu hem de alacaklılar için olumlu bir çözüm sunar. Konkordatonun amacı, herkes için “kaybet-kaybet” durumunu önleyerek “kazan-kazan” yaratmaktır.